Solaryuma girmeden bir kez daha düşünün

Solaryum Kullanımı Deri Sağlığı için Tehlikeli

Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Balevi, solaryumun birçok deri hastalıklarını beraberinde getirdiğini ve özellikle açık tenli, dövmesi olan ve 18 yaş altı bireyler için tehlike oluşturduğunu belirtti.

‘Ciltte Kolajen Yapısını Bozuyor’

2009 yılında Uluslararası Avrupa Kanser Araştırma Merkezi tarafından solaryumun kanserojen nedenlerden biri olarak kabul edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Balevi, solaryumun ciltte kolajen yapısını bozduğunu ve deri kanseri riskini artırdığını belirtti. UVA ışığının ciltte kolajen yapısını bozduğunu ve UVB ışığının deri kanseri ile ilişkili olduğunu belirten Balevi, solaryumun ciddi cilt hasarlarına yol açabileceğini söyledi.

‘Bir Seans Bile Riski Artırıyor’

Prof. Dr. Balevi, solaryuma girmenin cilt kanseri riskini artırdığını belirterek yapılan araştırmalarda, tek bir solaryum seansının bile malin melanom riskini yüzde 75 artırdığının gösterildiğini dile getirdi. Dolayısıyla geçici bronzlaşma için solaryuma girmenin ciddi bir risk olduğunu vurguladı.

‘Yapay Bronzlaştırma Yöntemlerinden Kaçınılmalı’

Prof. Dr. Balevi, özellikle açık tenli, dövmesi olan ve ciltlerinde ben bulunan kişilerin solaryumdan uzak durması gerektiğini belirterek, sağlıklı bir cilt için doğal bronzlaştırma yöntemlerinin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Kontrollü ve koruyucu güneşlenme yöntemlerinin tercih edilmesi gerektiğini dile getiren Balevi, yapay bronzlaştırma yöntemlerinden kaçınılması gerektiğini belirtti.

‘Kontrolsüz Bronzlaşma Tehlikeli’

Deri kanseri riski taşıyan bireylerde genetik ve çevresel faktörlerin birleşmesiyle kanser riskinin artabileceğini söyleyen Prof. Dr. Balevi, genetik olarak deri kanserine yatkın olan bireylerde solaryuma girme sayısından bağımsız olarak deri kanseri riskinin arttığını belirtti. Fototerapi ünitelerinde kontrollü UV ışığı uygulamaları yapılabileceğini ancak bunun doktor gözetiminde ve gerekli endikasyonlar doğrultusunda yapılması gerektiğini belirtti.

Related Posts

Horlamayı dilinizle durdurun! 3 gecede etki ediyor, yatmadan 30 saniye önce yapın

Horlama, sadece uyuyan kişiyi değil, çevresindekileri de rahatsız eden yaygın bir uyku sorunudur. Gece boyunca kesintisiz bir uyku hayali kuranlar için horlama, hem fiziksel hem de sosyal sorunlara yol açabilir. İşte horlamanın bazı nedenleri ve geçirmek için uygulayabileceğiniz pratik bir tüyo.

Okinawa’dan Sardunya’ya: Mavi Bölgeler’in sırrı

Japonya’dan Kosta Rika’ya, Yunan Adaları’ndan Kaliforniya’ya… Dünyada bazı yerler var ki insanları 100 yaşına ilaçsız ulaşıyor. Neden? Beslenmeden sosyal bağlara, hareketten amaç duygusuna… Mavi Bölgeler’de yaşayanlar yaşlanmıyor demeyelim ama çok yavaş yaşlanıyor.

Kokusu yok, fark edilmiyor ama bağımlılık yapıyor! Aileler bu detayı atlıyor

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Banu Musaffa Salepçi, elektronik sigara kullanımının 13-15 yaş arasındaki gençlerde hızla yayıldığını ve ciddi akciğer hasarlarına yol açabileceğini söyledi. Aileleri dikkatli olmaları konusunda uyardı.

İdrar kaçırma hakkında merak edilenler: Nedenleri, türleri, tedavisi

Kadınlarda idrar kaçırmanın yaş ve doğumla arttığını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Murat Ekin, yüzde 90’ı aşan başarı oranına sahip modern cerrahi yöntemlerle bu sorunun kalıcı olarak aşılabildiğini söyledi. Prof. Dr. Ekin “Kadınlar çoğu zaman bu sorunu utanarak gizliyor ya da yaşlılığın doğal sonucu olarak görüp kabulleniyor. Oysa erken müdahale ile yaşam kalitesini ciddi şekilde artırmak mümkün” dedi.

Çene kemiğinizi korumak istiyorsanız bu ilaçlara dikkat!

Prof. Dr. Nuray Yılmaz Altıntaş, osteoporoz tedavisinde yaygın şekilde kullanılan bazı ilaçların ağız ve çene sağlığı üzerinde ciddi yan etkiler yaratabileceği uyarısında bulundu. Kemik erimesi tedavisi gören hastalara önemli önerilerde bulundu.

Unutkanlık nerede hastalığa dönüşür?

Unutkanlık yaşlanmanın parçası olabilir ama demans, bir beyin hastalığıdır. Zihin çözülmeye başladığında ilk işaret, her zaman hafıza değildir. Türkiye’de her 10 yaşlıdan 1’i demanslı. Ancak çoğu hâlâ “yaşlılık bunaması” sanılıyor. Oysa tedavi edilebilir türleri bile var…