Terör örgütü sempatizanı etkin pişmanlıkla kurtuldu
6 mins read

Terör örgütü sempatizanı etkin pişmanlıkla kurtuldu

PKK terör örgütüne yönelik bir operasyonda ele geçen dijital materyallerde,  dağ kadrosunda yer alan bazı teröristlerin fotoğrafları polis kriminal incelemesine alınarak yüz tarama sistemiyle kimlik bilgileri tespit edildi. Bunlardan birinin Sağlık Bakanlığına bağlı Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesinde sağlık teknikeri olarak görev yapan Süleyman P. olduğu belirlendi. Kendisiyle birlikte 5 kişilik terörist grupla fotoğrafları ortaya çıkan teknikerin hemen yanında duran iki numaralı teröristin Şırnak’ın Cizre İlçesinde çukur ve hendek olaylarında 65 güvenlik görevlisinin şehit edildiği saldırıların başındaki isim olan Mamo kod adlı Mustafa Daşdemir olduğu belirlendi. Terörist Daşdemir terör örgütünün halen dağ kadrosunda üst düzey sorumlu olarak faaliyet yürütürken İçişleri Bakanlığınca da en çok aranan teröristler listesinin 10 milyon lira para ödüllü kırmızı kategorisinde yer alıyor.

“BU KİŞİ BEN DEĞİLİM TANIMIYORUM”

Tutuklanıp hakkında dava açılan tekniker Süleyman P. polis sorgusunda ele geçen 5 kişilik fotoğrafta kendisi olarak gösterilen 1 numaralı kişinin kendisi olmadığını iddia etti. Etkin pişmanlıktan da yararlanmak istemediğini ve dağ kadrosundaki teröristlerle ilgili teşhislerde bulunup bilgi vermek istemediğini belirten Süleyman P., “Şu anda Selahattin Eyyübi Devlet Hastanesinde Anestezi Teknikeri olarak çalışıyorum. Benim PKK ile ilgim yok, kod isim kullanmadım. Ele geçirilen fotoğrafta 1 numaralı kişi ben değilim. Çünkü örgüte katılmadım. Görüştüğüm üst düzey örgüt mensubu yoktur. Fotoğrafta görülen 5 kişiyi de tanımam. Kim olduklarını bilmiyorum. 5 yıldır devlet memuru olarak çalışıyorum. Diyarbakır’a atandıktan sonra ikiz bebeklerim olduğu için vaktimin büyük bölümü evde eşimle çocuk bakmakla geçiyor. Benim hakkımda dağa gittiğim yönündeki ihbarlar benim itibarımı zedeliyor, suçsuzum” dedi. 

BENİM AMA DİĞERLERİNİ TANIMIYORUM

Savcılığa sevk edilen Süleyman P. ifadesini değiştirdi. Bu kez de, “Polis sorgusunda fotoğraftaki kişinin ben olmadığımı söyledim, ancak 1 numaralı kişin benim. İstanbul’da üniversite okurken ailemle irtibatımı kopardım. Dağa çıkmaya karar verdim. 1 ay ideolojik ve psikolojik eğitim aldım. Sonra yanlarından ayrıldım. Tekrar üniversiteye devam ettim ve KPSS’ye hazırlandım. Ardından Fatih Sultan Mehmet Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 3 yıl devlet memurluğu yaptım. Ardından eşimle evlendik ve eş durumundan tayinim Diyarbakır’daki Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesine anestezi teknikeri olarak çıktı. Eşimde öğretmenlik yapmaktadır. Fotoğraftaki 1 numaralı kişi benim ancak Mustafa Daşdemir, Serhat Erdoğan, Yusuf İpek ve Ayten Demir olduğu belirtilen bu kişileri tanımıyorum. Telefonumun şifresini de vermek istemiyorum. Suçu anlattığım şekliyle kabul ediyorum, pişman mısınız sorunuza da cevap vermek istemiyorum, etkin pişmanlıktan yararlanmak istemiyorum” dedi. Sanığın kullandığı telefon hattının geriye dönük HTS kayıtları incelendiğinde baz bilgilerinin Hakkari’nin Çukurca İlçesi Çığlı Köyünden alındığı belirlendi. 

Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan sanık savunmasında, “İlk kez böyle bir şey başıma geldi. Bu fotoğrafı çektirdiğimi dahi hatırlamıyorum. Hatta fotoğrafı bile kendime benzetemedim. Ben devlet memuruyum. Anlamsız bir fotoğraf yüzünden aylardır tutukluyum. Hem ben hem eşim devlet memurudur. İçinde bulunduğum durum beni ve ailemi olumsuz etkilemektedir. Gezi amaçlı Hakkâri’ye gitmiştik. Sınırın Irak tarafında festival olduğu söylendi. Biz de geçiş yaptık, sonra da geri geldik. Orada silahlı kişiler vardı. Dönüş yolunda üzerime çamur bulaşınca o bölgenin yerel kıyafetlerini giymek zorunda kaldım. Silahlı kişiler fotoğraf çekiniyordu, benim de katılmamı isteyince birlikte fotoğraf çekindik, sonra ben tedirgin olup oradan kaçtım. Uzun süre travma yaşadım. İstanbul’a gidip okuluma devam ettim. Oku bittikten sonra Diyarbakır’a dönüp KPSS’ye hazırlandım. Daha sonra atandım ve mesleğimi icra etmeye başladım. İkiz çocuklarım vardır. Bu olanları unutmak istiyorum” dedi. 

PİŞMANLIK TALEBİ OLMADIĞI HALDE 1 YIL CEZA İLE KURTULDU

Mahkeme, etkin pişmanlık talebinde bulunmayan, cep telefonunun şifresini polis ve savcılıkla paylaşmayan ve fotoğraf karesinde kendisi dahil olmak üzere bu kişileri tanımadığını, ardından kendi dışındaki tanımadığını belirtmiş olmasına rağmen sanığın etkin pişmanlıktan yararlandırılmasına karar verdi. Mahkeme, sanığın terör örgütü üyesi olduğu yönünde kuşku bulunmadığını, ancak kendi isteğiyle örgütten ayrıldığı, örgütün yapısı ve faaliyetleriyle ilgili samimi bilgiler verdiğini, bu bilgilerin tutarlı ve dosya ile uyumlu olduğu, suçun aydınlatılmasına katkıda bulunarak gizlediği bir husus tespit edilemediğine dikkat çekti. Mahkeme, sanığı terör örgütü üyesi olmaktan 7,5 yıl hapisle cezalandırdı, ardından cezayı etkin pişmanlık hükümleri kapsamında 1 yıl 6 ay 22 güne indirip cezayı 5 yıl süreyle erteledikten sonra hükmen tahliyesine oy birliğiyle karar verdi. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir