Aydınlık Gazetesi yazarı İlker Yücel, NATO’nun İslamcıları nasıl kullandığına dair bir yazı kaleme aldı. İlker Yücel, “NATO sınırını geçemeyen İslamcılık” başlıklı yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun yıllar metin yazarlığını yapan, önde gelen İslamcı yazarlardan Aydın Ünal, 11 Ağustos 2025 tarihli Yeni Şafak gazetesindeki yazısında şunları yazdı:
“(Filistin’de yaşanılanlar karşısında) Dişlerimizi, yumruklarımızı sıkıyor, öyle anlar geliyor ki kafamızı öfke patlamalarıyla duvarlara vuruyoruz. Sonra dönüyor, o öfkeyle, sayıları 2 milyarı bulan İslam alemini sorguluyoruz…”
Bu cümleleri okuduktan sonra ‘Nihayet!’ dediğinizi duyar gibiyim. Fakat yazının devamında emperyalist/siyonist merkezlerin mazlum uluslar üzerindeki baskı/tahakküm/denetim süreçlerine ilişkin bir sorgulama yer almıyor. Sonuçta elinizde ‘AK Parti Filistin için elinden geleni yapıyor, ne yapalım elimizden de bu kadarı geliyor’ mealinde bir müdafaa makalesi kalıyor…
GLADYO, NURCULARI BÖYLE KULLANDI
Sayın Ünal’ın cesaret edemediği sorgulamayı, Türkiye özelinde, Nurcuların önde gelen isimlerinden Mustafa Kaplan, Ulusal Kanal’da çok cesur bir şekilde yaptı. Kaplan, sıradan bir Nurcu değil. 20 yaşından beri Nurcuların içinde yer alarak, yayın organları Yeni Asya gazetesinin başyazarlığına kadar yükselen bir isim. Nurcuların Gladyo bağlantısındaki kritik isimlerden Bekir Berk’in özel ilgi gösterdiği ve örgütün içinde yükselmesini kolaylaştırdığı Nurcu liderlerden biri.
9 Mart 2025 (https://www.youtube.com/watch?v=QXG-bf5kLpI) ve 3 Ağustos 2025 (https://www.youtube.com/watch?v=g2eyXjcCfG4) tarihlerinde Ezber Bozan programında konuşan Kaplan, CIA’nın İslamcıları nasıl tuzaklara düşürdüğünü tek tek anlattı.
Emperyalizm, önce İngiltere’nin vurucu güç olduğu zamanlarda sonra da ABD’nin öne geçtiği NATO döneminden itibaren sadece Türkiye’de değil dünya çapında, terbiye edilmiş, uslu duran, bulundukları ülkenin iç cephesinde zafiyet yaratan, bağımsızlıkçı tavrı baş düşman ilan eden bir İslamcılık oluşturdu.
Bahsettiğimiz süreç NATO’ya giriş sürecinde Türkiye’de en ağır şekilde yaşandı. Son dönemde FETÖ temizliğiyle birlikte İslamcılarda bir ideolojik bunalım baş gösterdi. ABD tehditleri ve İsrail saldırganlığı arttıkça ve mücadele şiddetlendikçe bazı İslamcı kesimler, milli söylemleri öne almaya başladı. Nurcuların Gladyo denetiminde faaliyet yürüttüğü gerçeğinin artık Nurcu liderler tarafından bugün üstelik Ulusal Kanal’da dile getirilmesi tesadüf değil.
NURCU LİDER MUSTAFA KAPLAN’IN TARİHİ İTİRAFLARI
Kaplan şu gerçeklerin altını çizerek ‘sorgulamayı’ yapıyor:
– Bize baş düşman rejim ve komünizm dediler. Yönümüzü oraya döndük. Komünizmle mücadele dernekleri, FETÖ’nün büyüme merkezi oldu.
– İslamcılar, Batı’nın siyasi önceliklerine göre kanumlandı.
– Emperyalizmin Yeşil Kuşak planında kullanıldık.
– İçeride rejim değişikliğine odaklanınca, dış kuvvetlerle ittifak, meşru olarak görüldü.
– Bu çizginin sonucunda Batılı Hristiyanlar müttefikimiz oldu.
– Yeni Asya’da İngiliz istihbaratının etkili olduğunu gördüm.
– Nurculuğu örgütlü hale getirenler İngilizlerdir.
– Gladyo, Nurcuları ‘abiler’ aracılığıyla yönlendirdi. Said’i Nursi’ye bile sansür uyguladılar.
– Lüks ciplerle medreselere dolarlar dağıtıldı.
– Devlette Nurcu tehlikesi var. Bu İngiliz ve Amerikan istihbaratının sızması demektir.
– Körfez Savaşı’nda ABD, Irak’a saldırınca Nurcular Müslümanları savunamadılar. Sonra da ABD ve İsrail’e seslerini hiçbir zaman çıkarmadılar. NATO denetiminde İslamcılık oluştu.
Kaplan’ın işaret ettiği yukarıdaki gerçekleri şöyle özetleyebiliriz.
NATO isterse dünyanın öbür ucuna, Kore’ye bir tugay asker gönderirsiniz, NATO istemezse burnunuzun dibinde yüzbinlerce Müslüman katledilirken, ülkeniz de tehdit edilirken kürsülerde kükremekle yetinirsiniz. Kürecik ve İncirlik’teki eşkıya merkezlerine yan gözle bile bakamazsınız. Filistin’e bugün en büyük yardım Anadolu’daki NATO zincirinin kırılmasıyla yapılır.